Kayıtlar

Ocak, 2015 tarihine ait yayınlar gösteriliyor

Ne Okudum - Tembellik Hakkı - Paul Lafargue

Resim
Kırmızı Kedi'yi bağrıma basıyor ve oradan seçtiklerimle yoluma devam ediyorum. İnceliği ve kapağı nedeniyle şirin bir kitap gibi görünse de Tembellik hakkı oldukça sarsıcı bi okuma oldu benim için. Özellikle Yunanistan seçimlerinde sosyalist bir partinin kazandığını gördükten sonra... Tembellik Hakkı, kapitalist düzenin eleştirisi hatta adeta sosyalizmin klasiği... Komünist Manifest'dan sonra tüm Avrupa dillerine en çok çevrilen kitap... Marksizmi Fransız sosyalizm tarihine ilk kez getiren ünlü düşünür ve eylem adamı Paul Lafargue cumhuriyetçi, sosyalist, materyalist ve ateisttir. Var gücüyle sosyalizmi yaymaya çabalamış, daha çok İşçi Partisi safında yer almıştır. İlerleyen zamanlarda "hükümetin değil, toplumun değişmesi gerektiği" inancını benimsemiş ve yoluna bu doğrultuda devam etmiştir. Tembellik Hakkı dediğimizde akla ilk gelen yan gelip yatma olsa da emek vermeden insanca bir yaşamın elde edilemeyeceği çok açıktır. Peki, buna rağmen Paul Lafargue

Ne okudum - Satranç - Stefan Zweig

Resim
Aslında okuyalı bir ay kadar oldu ama ancak fırsat bulabiliyorum yazmaya... Okuduğum kitaplar hakkında öneri düzeyim genelde "okumalısın" olduğundan olsa gerek, elim bir türlü uzanmıyor klavyeye... Sanırım bazen kitaplar konusunda bencillik yapabiliyorum =) Eğer kaytarmadan yapabilirsem daha sık düşüncelerimi paylaşmayı düşünüyorum bu sene =) Alman yazarın bu kitabı bildiğim kadarıyla intiharından önce yazdığı son kitap. Farklı yayın evlerinden farklı zamanlarda çıkmış bir çok baskısı mevcut hatta bir de filmi çekilmiş... Ben Kırmızı Kedi'den çıkan baskıyı tercih ettim. Nazi Almanya'sı hakkında bir çok ayrıntının olduğu kitapta esir düşen bir adamın yapılan işkencelere kendi kendiyle satranç oynayarak katlandığı fakat bu sebepten kafayı yer hale geldiğini anlattığı bu uzun öykü sizlerinde aralıksız bir kaç saatini dolduracak eminim ki... Şimdiden keyifli okumalar...

Öksürük şurubu gibi bir şeysin ama aslında mucizesin...

Resim
Geçen kış gripten sonra öyle bir öksürükle mücadele ettim ki artık canıma tak etmişti... Sonra tesadüf eseri bu karışımı buldum...  O gün bugündür hava soğuduğu an hazırlayıp dolaba atıyorum... Aynı zamanda bağışıklık güçlendirici olduğu için akşamları bir bardak içtiğim de oluyor çünkü tadı gerçekten güzel... Yapılışı; - Bir kök zencefili ince ince doğrayıp doğru orta boy cam kavanoza atın, - Üzerine bir bütün limonu halkalar halinde kesip atın; - Ve son olarak kavanozu dolduracak kadar bal ekleyin... Bir gün buzdolabında bekledikten sonra kullanıma hazır hale geliyor... İçmek istediğinizde bir bardak sıcak suya 1-2 tatlı kaşığı bu karışımdan ekleyin ve karıştırıp afiyetle için. Ben hoşuma gittiği için bardağa limon ve zencefil dilimi de ekliyorum ;) Afiyet olsun...

Ne okudum - Fakat Müzeyyen Bu Derin Bir Tutku - İlhami Algör

Resim
Sanırım asla vazgeçmeyeceğim tek alışkanlığım kitap okumak... Öyle büyük laflar edemem bu konuda ama seviyorum...  Gözüm gördüğü, aklım benimle olduğu sürece de buna devam edeceğime eminim. Fakat Müzeyyen Bu Derin Bir Tutku romanını önceden duymamıştım. Ben de bir çoğumuz gibi filmi çekilince haberdar oldum ve filme gitmeden önce kitabını okumak istedim... İlhami Algör tarafından yazılan kitapta ilk kitabını yazmaya çalışan bir adamın aklından geçenlere ve iç sesine şahit oluyoruz... Aşık olduğu kadına kendini kanıtlama çabaları, aşk, hayat ve ilişkiler konusundaki kafa karışıklıkları her satırda... "Fakat Müzeyyen, bu derin bir tutku," dedim. Tırsmaya başlamıştım. Haklı olabilirdi. "Evet, biraz sapık ve tek taraflı bir tutku," dedi, arkasını dönüp gitti. Sanırım bu kısım, en dikkat çeken kısımdı...