Öfkeyle kalkan zararla oturur, kırgınlıkla kalkan yalnızlığa saklanır... Öfkeli olma durumu çok uzun sürmedi aslında, belki sadece üç beş saniye... sonrası koyu bir kırgınlık... sonrası dalga dalga hüzün... sonrası açılan kapıların gıcırdayarak birer birer kapanışı... sonrası yalnızlık... Yalnızlık da öyle bir şey ki yerleşiyor adeta eve... odaya... yatağa... bardağa... Böyle kazırcasına temizliyorsun, elinde bir bez... Çıkacak, bu sefer izi kalmayacak diyerek ovalıyorsun hırsla... Sonrası kırılan bardak elini kesiyor... Akan kanın sıcağıyla anlıyorsun, yalnızsın...
Sevgili okuyan ve kendim, Geçen sene ve bu zamanlarda yine buralardaydım ve geri döndüğümü söylemiştim... ama bakalım ne olmuş dönmemişim. Sanırım blog yazmak için yeterince kalbimi açmamışım.. kaçmış, saklanmış ve görmezden gelmişim... Şimdi geride bırakırken bir yılı 34 yaşım ne çok da yıpranarak geçmiş aslında... Pandemi hepimizi yıprattı Gizem dediğini duyuyorum aslında... ama ben şu an belki de hayatımda ilk kez kendi kalbimi önceliklendirmeye karar verdim. Herkes kendi yarasını sarsın bu kez. Çünkü ben başka yaraları sarmayı kendi acılarımdan kaçmak için de kullandım... Hep derim... Hayatımıza giren insanların hep bir sebebi vardır. Spiritüel dünyaya inanırım ben. Tesadüfler tesadüf değildir. Hayatıma kim girmişse elbet vardır sebebi ve ben ve siz umarım o sebebi görebilmiş ve yolunuza katkıda bulunmasına izin vermişsinizdir... Peki bu dönem benim hayatımda neler oldu. Kalbimi açmaya karar verdim... Terapi dediğimiz şey büyüleyici bir şey... Eğer doğru kişiyi rehber edinmişs...
Aradaki cizgi bu kadar ince mi merak etmekteyim... Birini severken bir anda diğer tarafa geçer mi duygularımız? Bazen geçebiliyor bence... Hem de hızla... Ne olduğunu bile anlamadan... Nerede duydum hatırlamıyorum ama bir söz vardı... "Gün gelir nefret ettiklerinle sevişirken bulursun kendini" Peki ya çok kızdıklarımız.... Aniden affedebilir miyiz onları?.. Affettiklerim var elbet ama ya affedemediklerim....
teşekürler...
YanıtlaSil