"Cinselliğin, işin içine tecavüz girmediği sürece korkulacak bir tarafı yoktur ama korkunun içinde bol miktarda cinsellik bulunur. Dinin de korkulacak bir tarafı yoktur, fakat korku kavramının içinde bol miktarda din bulunur."
Sevgili okuyan ve kendim, Geçen sene ve bu zamanlarda yine buralardaydım ve geri döndüğümü söylemiştim... ama bakalım ne olmuş dönmemişim. Sanırım blog yazmak için yeterince kalbimi açmamışım.. kaçmış, saklanmış ve görmezden gelmişim... Şimdi geride bırakırken bir yılı 34 yaşım ne çok da yıpranarak geçmiş aslında... Pandemi hepimizi yıprattı Gizem dediğini duyuyorum aslında... ama ben şu an belki de hayatımda ilk kez kendi kalbimi önceliklendirmeye karar verdim. Herkes kendi yarasını sarsın bu kez. Çünkü ben başka yaraları sarmayı kendi acılarımdan kaçmak için de kullandım... Hep derim... Hayatımıza giren insanların hep bir sebebi vardır. Spiritüel dünyaya inanırım ben. Tesadüfler tesadüf değildir. Hayatıma kim girmişse elbet vardır sebebi ve ben ve siz umarım o sebebi görebilmiş ve yolunuza katkıda bulunmasına izin vermişsinizdir... Peki bu dönem benim hayatımda neler oldu. Kalbimi açmaya karar verdim... Terapi dediğimiz şey büyüleyici bir şey... Eğer doğru kişiyi rehber edinmişs...
Aradaki cizgi bu kadar ince mi merak etmekteyim... Birini severken bir anda diğer tarafa geçer mi duygularımız? Bazen geçebiliyor bence... Hem de hızla... Ne olduğunu bile anlamadan... Nerede duydum hatırlamıyorum ama bir söz vardı... "Gün gelir nefret ettiklerinle sevişirken bulursun kendini" Peki ya çok kızdıklarımız.... Aniden affedebilir miyiz onları?.. Affettiklerim var elbet ama ya affedemediklerim....
Uzun zamandır burada olamadığımın elbette farkındayım ama öyle koşturmaca halindeym ki ben bile kendimi unutuyorum... Üstüne üstlük bir de bizim yaramazları kısırlaştırınca işler hepten karmakarışık oldu. Uykusuzum, vicdanım darmaduman, içim acıyor... Perşembe gününden beri bir ben bir de kız kardeşim biliyoruz yaşadıklarımızı... Çok şükür iyiler. Şimdilik her şey yolunda. Oğlumuz ilk gün bile ayaklanmıştı ama kızımızın çok daha zor oldu ayaklanması. Şu an kendisi tüm gövdesini saran bandajından nefret ediyor ama muzurluklarına kaldığı yerden devam ediyor ikisi de... Bir süre daha evde olacaklar... tek bildiğim sokakta yaşamaya alışmış kedi evde çıldırıyor arkadaş! sıkıntıdan bizimle boğuşuyorlar eller kollar cırmık cırmık... Geçen gün Korsan pantolonumu kemiriyordu sıkıntıdan... Prenses deseniz nerede bi monitör bulsa kuyruğunu sürte sürte tur atıyor önünde. Gece gündüz uykuda olduğumuzu fark ettikleri anlarda yastık yorgan ne varsa üstümüzde açmak için kedi üstü bir çaba sarf ...
Yorumlar
Yorum Gönder